Otizm Ve Çocuk Nörolojisi

Otizm Ve Çocuk Nörolojisi

Otizm hastalığı çocuk psikiyatrisi ve çocuk nöroloji branşlarını öncelikle ilgilendiren bir hastalık olarak toplumsal farkındalık arttıkça daha çok karşımıza çıkmaktadır. Günümüzde bu hastalık tanı ve tedavi aşamasında doktorlar, psikologlar, özel eğitimciler, oyun ve dil terapistleri, öğretmenler, sosyal hizmet uzmanları vb gibi sağlık çalışanlarından ve ebeveynlerinden oluşan multidisipliner büyük bir aileye ihtiyaç duymaktadır. Önce hastalığın tanımıyla başlayalım:

Otizm Nedir?

Otizm, yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur.

Otizm erken evrede basit belirtileri dikkate alındığında kolayca teşhis edilebilir ve bebeklere uygulanacak iyi bir rehabilitasyon programı ile etkileri önemli oranda azaltılabilir.

Günümüzde her 110 çocuktan birini etkilediği bilinen ve pek çok ailenin hayatının altüst olmasına yol açan bu bozukluk yirminci yüzyılın ortalarına kadar fazla tanınmıyordu. Toplumda farkındalığın artması, ilgilenen uzmanların sayısının ve araştırmaların artması otizmi çağımızın çocukluk hastalığı haline getirmiştir. Otizmde en temel özellik, karşılıklı etkileşim ve ilişki kurma becerisindeki güçlüklerle ilgilidir. Bu güçlüklere örnek olabilecek başlıkları şöyle sıralayabiliriz:

-Toplumsal etkileşimde bozulma

Toplumsal etkileşim ve iletişim için gerekli olan sözel olmayan davranışlarda göz göze gelme, yüz ifadesi ve beden dilinin kullanılmasında dikkat çekici bir bozulma vardır.

Akran ilişkilerine kayıtsızlık ve gelişim düzeyine uygun ilişki geliştirememe gözlenir.

Normal çocuklar herhangi bir şeyi yalnızca beğendiği hoşlandığı için gösterebilirken otizmli çocuk bu konuda zorluklar yaşar.

Karşılıklı toplumsal ya da duygusal ilişkilere girmede, oyunlara katılmada güçlük çekerler.

Başkalarının gereksinim ve sıkıntılarını anlamada sorun vardır (Empati Bozukluğu).

-İletişimde sorunlar

Hem sözel, hem de sözel olmayan İletişimdeki bozulma belirgindir. İletişimin en önemli parçası dil ve konuşma gelişiminde gecikme vardır ya da hiç gelişmemiştir. Yeterli konuşmaları olsa bile, başkalarıyla konuşmayı başlatma ve sürdürmede belirgin bozuklukları vardır, sohbet edemezler. Otizmi olan çocukların, sosyal yönelimli iletişimden çok yineleyici biçimde konuşmaları dikkati çeker.

Dillerinin-konuşmalarının diğer özellikleri ise, zamir karıştırmaları (ben yerine sen kullanmaları), gecikmiş veya anında ekolali (söyleneni aynı şekilde tekrar etme) ya da bazen de kelime uydurmalarıdır. Aynı zamanda konuşurken ses tonu, ritim ve vurgu yönünden de farklılıklar gösterirler.

Otizmi olan çocukların zorlukları yalnızca dil-konuşma alanında olmayıp sözel olmayan iletişim (jest, mimik, işaret etme), selamlaşma (baş baş yapma, bay bay yapma) alanlarında da vardır. Hayali oyunları çoğu zaman yoktur.

-Davranış ilgi ve etkinliklerde kısıtlılık

Otizmi olan çocuklarda ardışık davranışlar, alışılmışın dışında ilgiler, takıntılar, ritüeller, el parmak, vücut hareketleri, nesnelerle yineleyici biçimde uğraşlar görülür. Çoğu zaman daralmış bir ilgi alanıyla (örn: meteoroloji, futbol) uğraştıkları, belirli oyuncaklarla aynı şekilde tekrar tekrar oynadıkları görülebilir.  Aynılıkta ısrar ederler, ufak değişikliklere aşırı tepki verirler (örn: masanın yerinin değişmesi  ya da giysi değişikliği gibi).

İşlevsel olmayan rutin ve ritüellere aşırı ilgi duyabilirler (örn: okula giderken ya da yemek yerken sırayla aynı şeyleri yapma, gidilecek yerlere mutlaka aynı yollardan gitme gibi).

Olağan dışı beden duruşları (örn: parmak ucunda yürüme gibi) olabilir.

Mekanik hareketlere (örn: dönen tekerlekler, açılır, kapanır kapılar, vantilatörler) büyülenircesine ilgi duyabilirler.

Eşyalara (örn: sicim, kredi kartı, şişe kapağı) aşırı ve tuhaf bağlanmalar gösterebilirler

Zeka Düzeyleri Nasıldır?

Dışarıdan bakıldığında bütün otizmli çocukların zeka düzeylerinin düşük olduğu yönünde yanlış bir algı vardır. Oysa bu bireylerin zeka düzeylerinde de çeşitlilik söz konusudur. Eski çalışmalarda % 75’ inde zeka özrünün olduğu bildirilirken, son çalışmalarda bu oranın % 26 ile % 55 arasında değiştiği gösterilmiştir.

Otizm Görülme Sıklığı Nedir?

Epidemiyoloji çalışmalarında Amerika da 1/68 dir. 2000 yılında ise 150 çocukta 1 idi. Aradan geçen 17 yılda otizm tanısı alan çocuk sayısının 2-3 kat arttığını söyleyebiliriz. Yurtiçi ve yurtdışı klinik çalışmalarda 4 ya da 5 erkek çocuğuna karşın 1 kız çocuğu otizmli olarak bulunmuştur. Özellikle 33. hamilelik haftasından önce doğan ve 2500 g dan küçük olan bebeklerde otizm riski iki kat artmaktadır.

Otizm Tanı Nasıl Konulur?

Otizm tanısında psikiatrik olarak dünya standardı olarak DSM diye adlandırılan kriterler kullanılır. Bu kriterler kısaca iki ana alan altında incelenir;

  1. Sosyal iletişim ve etkileşimde yetersizlik
  • Toplumsal-duygusal karşılıkta yetersizlik
  • Sözel olmayan iletişimde yetersizlik
  • İlişki kurma ve sürdürmede yetersizlik 
  1. B. Tekrarlayıcı; sınırlı ilgi ve davranışlar
  • Basmakalıp ve tekrarlayıcı motor hareketler
  • Aynılıkta ısrar, rutine sıkı bağlılık
  • Sınırlı ve yoğun ilgi alanı
  • Duyusal az veya çok uyarılma
  • Bu belirtiler erken gelişim evresinde olmalı,
  • Bu belirtiler sosyal alanda bozukluğa yol açmalı

Bir çocuğun otizm tanısı alması için; Sosyal iletişim kriterlerinin tamamını karşılaması, Sınırlı tekrarlayıcı davranışlar alanından da ikisini göstermesi gerekir.

Çocuk nörolojisi ise bireyin organik, yapısal ve nörolojik fonksiyonel beyin faaliyetlerini olası hastalıklardan ayırıcı tanı ve otizm ile birliktelik gösterebilecek beyin hastalıkları (örn: epilepsi) varsa ortaya çıkarmak açısından inceler. Bunun için EEG, MR, metabolik hastalıklar taraması için kan analizleri talep edilebilir.

Sık Sorulan Sorular

Hastalığa neden olan durumlar tam aydınlatılamadığı için günümüzde otizm Dünya üzerinde en çok araştırılan hastalıklardan birisidir. Bu tarihsel süreçte güçlü kanıtları olmayan bazı çalışmalar istenmeyen sansasyonel teorilerin üretilmesine ve yayılmasına neden olmuştur.

Otizm ile ilgili sık gündeme gelen birkaç soru ve başlıklar şöyledir:

– Aşılarla otizmin ilgisi var mı?

Otizm ve aşı ile ilgili spekulasyonlar Andrew Wakefield isimli bir İngiliz araştırıcının 1998’de  Lancet dergisinde yayınladığı bilimsel   makalesine dayanır. Makale Kızamık, kabakulak, kızamıkçık aşısı yaptırdıktan sonra barsak duvarı iltihabı ve otistik gerileme görülen 12 çocuk hastadan bahseder. Aşılarda kullanılan Thiomersal (etil cıva) denen maddenin hastalığa yol açtığı da iddia edilmiştir. Bu yayınlar maalesef aşı karşıtı kampanyaları da başlatmıştır. 2004 yılında bu çalışmanın düzmece olduğu anlaşılmıştır. Buna rağmen söylenti günümüzde hala magazin konusu olarak devam etmektedir. Thiomersal (etil cıva) içeren aşılar suçlansa da bu madde aşılardan çıkarılmasına rağmen otizm sıklığı devam etmektedir.

-Vitaminler ve otizm

Otizmli çocuklarda yapılan çalışmalarda belirgin bir vitamin eksikliği gösterilememiştir. Bu yüzden çoklu vitamin kullanımının otizme yararları kanıtlanmamıştır. Ancak vitamin eksikliği durumlarında genel faydaları olabilir.

Omega -3 (balık yağında bulunur) sinir iletiminde ve birleşke yerlerinde fazla bulunur. İnflamasyonu baskılayıcı özelliği de vardır. Otizmli çocuklarda kullanılabilir. Ancak hareketlilik ve dikkat süresini artırma dışında otizmin diğer belirtilerine etkisi yoktur.

Yapılan çalışmalarda kan D vitamin düzeyi yüksek olan çocuklarda (50-75 ng/dl) otizmin ana bulgularının gerilediği gözlenmiştir.  D vitamininin en önemli kaynağı ağızdan ilaç verilmesi değil güneşten deri yoluyla sentezlenmesidir.

Yenidoğan Bebekte Nörolojik  Nöropsikolojik Değerlendirme

  • 3 Ay-2 Yaş : Denver, BAYLEY
  • 2-5 Yaş: Stanfort Binet Zeka Testi
  • 6-16 Yaş: Wechsler Çocuklar İçin Zeka Ölçeği (WISC-R)
  • 4-16 Yaş: Bender – Gestalt
  • Öğrenme Güçlüğü Bataryası
  • Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Bataryası
0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir